Bakan Soylu: "Terör örgütü yakın zamanda Türkiye’de bitecek"

İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, Diyarbakır Anneleri Evlat Nöbeti'nde 4'üncü Yıl Programına katılarak açıklamalarda bulundu.

Bakan Soylu:

İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, Diyarbakır Anneleri Evlat Nöbeti'nde 4'üncü Yıl Programına katılarak açıklamalarda bulundu.

Bakan Soylu'nun Diyarbakır'da yaptığı açıklaması şöyle:

"İnsanlar işlerini rahat yapıyorlarsa, esnaf sabahtan akşama kadar ticaretini yapabiliyorsa, çocuklarımız okullara gidebiliyorsa. Şırnak’a Hakkari’ye üniversitelere doçent doktor gelebiliyorsa ve bugün Hakkari’de öğrenciler 0 tıp fakültesini kazanıyorken geçen yıl 19, bu yıl 26 öğrencisi tıp fakültesini kazanabiliyorsa.

Bu annelerin burada duruşunun, Cumhurbaşkanımızın ortaya koyduğu politikanın, burada bulanan bu işin acısını çekmiş Oranbey’den Abdurrahman Bey’e kadar, kıymetli milletvekili ablamdan buradaki STK’lara kadar, Galip Beyden Mehti beye kadar herkesin içerisinde bir dert ve yara var.

Biz kendi meselemizi çözeriz. Biz kendi meselemizi çözmeye muktediriz. Özellikle Doğu ve Güneydoğu Anadolu için söylüyorum. Kavgaların bile nasıl barışa çevrildiğini, kültürü bize öğreten, ölüsüne günlerce aylarca sahip çıkıp taziyelerde birbirinin omzuna kafasını yaslamayı bilen bir milletten, bir anlayış ve kardeşlikten bahsediyorum.

Bizim Amerika’ya ihtiyacımız yok. Bizim bizi birbirimizden ayıracak ve bizim kültürümüzden, dinimizden, inancımızdan bir haber olan Avrupa’ya ihtiyacımız yok.

Bu anneler sadece kendi evlatlarının peşinde değiller. Bağdat’ta yaşanan dramın bitmesinin, Şam’da yaşanan dramın bitmesinin, Halep’te yaşanan dramın bitmesinin peşindeler.

Biz emperyal bir ülke değiliz. Bizim başkasının toprağında zerre kadar gözümüz yok. Başkalarının bizim topraklarımızda gözü olabilir. Biz Diyarbakır’ın barışına ve hürriyetine, kardeşliğine, Orta Doğu, Asya, Balkanlar’ın kardeşliği olarak bakıyoruz.

Diyarbakır, huzura kavuştukça, bu dediğim coğrafyalar huzura kavuşuyorlar. Bizi zayıflatmak, sıkıntıya uğratmak, birbirimizden kopartmak için on yıllardır uyguluyorlar.

Bu annelerin isyanı, itirazı bu babaların ve isyanı tam bin 97 gündür 309 evlatları için 304 ailenin isyanı, sadece 7,8,9,10,11 yaşında bir çocuğu alıp dağa götürüp kalaşnikofun boyu kadar o çocuğa silah verenlere değildir, onları maşa olarak tutanladır.

Bu coğrafyada bu anneler bizden bir beklenti içerisinde değil. Çocuğunu okula gönderen anneler bir beklenti içerisinde değil, anneler nasıl bir sıkıntı çektiyse bilemenizi istiyorum. Bu sıkıntı da aynı sıkıntıdır. Renk, dil, anlayış, etnikçilik önemli değil. Pakistan’da dün bir kez daha bu gerçekle karşılaştım. Bu kardeşin yerinden edilmiş milyonlarca Suriyeliyle karşılaştığında da bu gerçekle karşılaştı.

Cumhurbaşkanımızın sadece derdi bu ülkenin standartlarının yükselmesi, güçlenmesi değil. Biz Müslümanız, etrafımızdaki bütün coğrafyaya huzuru vermek zorundayız. Diyarbakır 2 peygamberi koynunda yatıran bir şehirdir. Dünya’da bunun bir örneği daha söz konusu değildir. Burası dualı bir şehirdir. Burası evliyalar şehridir. Burası tarihin bir emanetidir.

Bunu ortadan kaldırmak isteyenler bize bizi, bize geçmişimizi, bize medeniyetimizi, kardeşliğimizi unutturmak isteyenlere fırsat vermiyor Diyarbakır anneleri.

Biz okula giderken annemiz, “Aman evladım dikkat et” diyorlar. Diyarbakır anneleri, tüm Türkiye ve Dünya’ya “Aman dikkat edin. Biz bir acıyı çekiyoruz” diyorlar. 37 evladıyla buluşmanın her anını yaşayan bir kardeşiniz olarak söylüyorum. Dünya’da terör örgütlerinin bu yaptıklarının bir karşılığı yoktur.

Sadece tabiilerdir. Sadece elemanlardır. Sadece bu coğrafyanın tüm dünyaya vereceği bahşedeceği anlayışı engellemeye çalışmaktadırlar. Diyarbakır, büyük bir kültürdür.

Bizi medeniyetsiz bırakmak isteyenlere, anne ve babamıza tabii olmamamızı isteyenlere, atalarımızı unutmamızı isteyenlere bu anneler fırsat vermiyorlar. Her duruşları bir haykırıştır. Her duruşları dünyada yazılan en önemli klasiklerdir.

97 gün önce buradaydık. Beraber burada olmaya devam edeceğiz. Terör örgütü yakın zamanda Türkiye’de bitecek. Sadece bize bu yetmez. Etrafımızdaki coğrafyadan söküp atmalıyız. Terör örgütünü söküp atarken, Amerika’yı söküp atmak istiyoruz. Yıllarca darbelerle bu coğrafyayı bu yüzden karıştırdılar. Alevi, Sünni, Türk, Kürt bunun için bizi birbirimize düşürüp yabancılaştırmaya çalıştılar. Dinimizin doğrularıyla ve medeniyetimizin gerçekleriyle dünyanın buluşmasını istemiyorlar.

Bu anneler ne diyorsa bu babalar ne diyorsa ben emirlerine amade oldum. Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan, “Onları bir gün yalnız bırakmayacaksınız” diye zihnen, kalben bize talimat verdi. Onların ortaya koyduğu inanç, birbirlerinin itmesiyle sağlanan bir inanç değildir.

Buradaki bütün anneler, acılı bir yürekle burada duruyorlar.  Sadece 40-45 yıldır PKK mücadele ediliyor. Bu eylemi bu duruşu kirletmeye çalışıyorlar. Devlet 3-4 yıl önce mi var oldu bu coğrafyada? PKK ne kadar bu mücadele içerisinde de devlet vardır. Bir tek şey yapıyoruz. Onların masumiyetlerine sahip çıkıyoruz. Onların bu direnme evlatlarına sahip çıkma anlayışlarını korumak istiyoruz. Haykırmalarına, ses çıkarmalarına engel olmaya çalışanları engellemeye çalışıyoruz.

148 çocuğu bu annelerin 18 yaşından küçük getirdiler. Birleşmiş Milletler, nerede? Dünyanın medeni ülkeleri nerede? 12 yaşından küçük 6 çocuğu dağa getirdiler. 10 engelli çocuğu dağa getirdiler. Sadece bu annelerin 309’dan bahsediyorum. Dünyanın hangi ülkesinde 8 yaşında bir çocuğun eline silah verip terör örgütüne katmak vardır?

Anneler şunu da söylemek istiyorum. Yaptığınız iş benim cümlelerimle anlatmaya yetmez. Cesaretiniz yetmez. Ortaya koyduğunuz irade yetmez. Babalar sizlere söylüyorum. Herkesin mahalle baskısıyla sindirildiği ve korkutulduğu bir toplumda, burada dimdik duruyorsunuz. O dimdik duruşunuza hayran olduğumuz için

Kendimiz size borçlu hissediyorum. Sadece kendimi siz borçlu hissetmiyorum. Çocuklarımı size borçlu hissediyorum. Sadece çocuklarımı borçlu hissetmiyorum. Diyarbakır’da yetişen ve sabah okula giderken seksek oynayan çocukların geleceğini size borçlu hissediyorum.

Onların okul okurken hayatımda beni en mutlu eden işlerimden birisiydi. Van’da Bekiağa mahallesine gittim. Binlerce çocuk gecenin 11’inde orada elinde kalem ile üniversite sınavına hazırlanıyordur. Bu devletin gücüyle, bu milletin ferasetiyle siz o çocukları oradan kurtardınız.  Onların yarın bu ülkede, kavganın, terörün karmaşık ve kaosun olmasını isteyenlere kalem ve meslekleriyle birlikte barışa, kardeşliği, yükselmeye ve bütün dünyaya bu medeniyetin gücünü anlatmaya çalışacaklar. Dünya’da bundan  daha büyük bir şeref yoktur.

Her şey terörle mücadelede güvenlik güçlerimiz ve askerlerimizin ortaya koyduğu irade değildir. Elbette ki önemlidir. Elbette ki onların verdikleri mücadele bütün dünyayı ürkütmekte ve korkutmaktadır. Bu millet hakikaten sıkı durmaktadır. Sıkı durmaya devam etmektedir."

Hibya Haber Ajansı